Her şeyden önce yemeğimizin malzemelerini söyleyerek başlayalım işe. Tabii ki de bu yemeği tavuk eti ile yapmak da mümkün, ancak orjinali bunu dana eti ile yapmaktan geçer. O nedenle etinizi, daha önce de bahsettiğim gibi mahalledeki kasapla yapılan istişare sonucunda seçtikten sonra bir de içerisine koyacağımız sebzeleri alarak evin yolunu tutyoruz. Malzemelerimiz ise basitçe şöyle;
- Kuşbaşı dana eti. Dört kişi için bir kilo yeterli olacaktır.
- Soğan.
- Kırmızı biber
- Sarımsak
- Yeşil biber
- Domates
- Fesleğen
- Tuz
- Karabiber.
Yemeğimize devam edelim. Soğanları ben ikiye bölerek uzun uzun doğradım çünkü, yemeğin içerisinde tanelerinin belli olması et yemeğinde bence vazgeçilmez bir unsur. Ancak küp küp doğramak da sizin tercihinize kalmış. Sonrasında kırmızı ve yeşil biberlerimizi de istediğimiz boyutlarda doğrayarak, domateslerinde şekline karar verip onları da istediğimiz şekilde doğradıktan sonra, sarımsaklarımızı da ince ince kıyarak işin pişirme kısmına geliyoruz.
Bir tavaya takriben bir çorba kaşığı kadar zeytinyağını ekledikten sonra sırası ile biberleri, soğanları ve en son olarak da ince kıyılmış sarımsakları bir güzel çevire çevire pişiriyoruz. Sarımsaklar burada kızgın ateşte pişerken yemeğimize inanılmaz bir tat katacaklar. Bu noktada sebzelerimize bir çay kaşığı tuz atılabilir. Ancak etimize pişerken tuz atmamaya özen gösterelim ki etler pişerken sertleşmesin. Daha sonra bu hazırladığımız malzemeyi bir kenara koyuyoruz ve işin püf noktası olan eti pişirme kısmına geliyoruz.
Eti pişirmek bu yemekte en önemli aytıntı. Çünkü etleri çok yüksek ateşte pişirmek veya suyunu saldıktan sonra çekmesini beklemeden ateşten almak, bir nevi ayakkabı tabanı yiyiyormuşsunuz hissi verecek kadar etleri lastikleştirdiği için, eti pişirmeye özen göstemek önemli bu yemek için. Kuşbaşı doğranmış etlerimizi tavamıza atmadan önce tavaya bir miktar, ki takriben yine bir çorba kaşığı kadar olur, zeytinyağı koyarak tavamızın biraz ısınmasını bekliyoruz. Ancak burada yağı yakmamaya özen gösterelim. Sonrasında etlerimizi tavaya atarak yüksek ateşte biraz çevirerek renk değiştirene kadar karıştırıyoruz. Daha sonra etler renk değiştirmeye başladığında cayır cayır, çok harlı yanmayan orta ateşte pişmesi için ocağın altını kısarak, etlerimizin içerisine de inanılmaz bir tat veren fesleğeni koyarak kapağını kapatıyoruz. Etinizin yumuşaklığına ve dinlenmişliğine göre belki yarım su bardağı içme suyu eklemek de etinizin daha yumuşak olmasını sağlayabilir. Daha sonra kapağını kapattığımız etlerimizin, önce suyunu salmasını, sonra da bir güzel geri çekmesini bekliyoruz ki bu yaklaşık 20 dakika gibi bir süreye tekabül ediyor. Bu süre zarfında etlerin halen ocakta olduğunu ve kısık ateşte yavaş yavaş pişmeye devam ettiğini belirtmeye gerek görmüyorum, ki tahmin edersiniz diye düşünüyorum.
Sonrasında Etimiz iyice piştiğinde ve yenecek kıvama geldiğinde, yemeğimizin ikinci kısmına geçmek için hazır hale geliyoruz. Burada belirtmek isterim ki eğer zamanınız var ise etler pişerken yarım bardak içme suyu ekleyerek daha kısık bir ateşte uzun uzun pişmesini sağlamak, etinizi yerken ağızda dağılan, yumuşak ve bir yiyenin bir tabak daha isteyeceği bir kıvama getirir belirteyim. Etlerimiz piştikten sonra daha önce sotelediğimiz ve tavada çevirdiğimiz sebzelerimizi ekliyoruz. En son olarak da domatesimizi tavaya koyarak bir tutam karabiber ve tuz ilave ederek bir, bilemediniz iki dakika daha kısık ateşte karıştırıp dinlenmesi için altını kapatarak son dokunuşu da yapmış oluyoruz.
Bu yemeğin yanına en çok yakışan tamamlayıcı elbetteki pirinç pilavı. Ancak tabiki de bulgur pilavı, patates püresi, patates kızartması hatta erişte veya makarnayla bile servis edilebilir. Yemeğimizin yanına koyacağınız tamamlayıcı tamamen sizin tercihinize göre dizayn edilebilir. Ancak unutmayın ki tamamlayıcılar da yemeğin kendisi kadar önemlidir ve tabak bir bütün olarak sofraya konduğunda tadı damaklarda kalır.
Burada küçük bir tavsiye vermek istiyorum. Yemeğimizi servis ederken masaya bir de güzel bir tava yoğurdu ya da hiç olmadı biraz turşu koyarsanız, o hazırladığınız masa, sizi annenizin hep evde hazırladığı ve bütün ailenin hapur hupur yediği eski aile sofralarına geri döndürerek, arkadaşlarınızın bu gurbet ellerde gözlerinin dolu dolu olmasını bile sağlayabilir.
Afiyet Olsun... !!!
fesleğen gerçekten çok lezzet katıyor. Paylaşım için teşekkürler
YanıtlaSil